16 Mart 2017 Perşembe

Kıskanmak ve İkiyüzlü olmak

Kıskanmak denildiğinde ilk akla gelen ikili ilişkilerde kişilerin birbirini kıskanması gelir.
Hal bu ki kıskançlık sadece ikili ilişkiler de görülmez. Örneğin kardeş kardeşi kıskanabiliyor, arkadaş arkadaşı kıskanabiliyor, akrabalar arasında kıskanma olabiliyor....

Bir kadın olarak başarılıysanız biraz da hoş biriyseniz hem cinsleriniz tarafından kıskanılır, başarılı olmanızdan mutlu olmazlar. Bunu anlamak benim için hiç zor olmadı...

Aslında insan hem cinsleri tarafından kıskanıldığında daha çok üzülebiliyor.

Bazen yerinizi almak isterler ama başarı ile değil hakkınızda yalan yanlış konuşarak yapmaya çalışırlar. Bilmezler ki ne kadar çirkin bir yaklaşım şeklidir.

Bir insan kendisinde eksik gördüğü ne varsa karşısında ki kişide fazlası olduğunu gördüğünde rahatsız oluyor. Bu kişinin zenginliği, aklı, güzelliği, başarısı, beğenilmesi, mutluluğu v.b. olabilir.

Her insan da kıskançlık vardır. Bu normal düzeylerde olduğu vakit normal sayılabilir fakat fazlası hem kişinin kendisine hem de çevresine zarar verir.

Bazen bu kıskançlık karşısındaki kişiye imrenerek beğendiği özellikleri alarak kendini geliştirmeye yarayabiliyor. Bazen de abartıldığından düşmanca boyut alabilir ve karşısındaki insana zarar verebilir...

Ben zaman zaman bu tip kıskançlıklarla karşılaşan biri olarak kişilerin bir başkasının bulunduğu konumunu, yerini bozmak yerine kendilerini geliştirip daha iyi yerlerde olmaya çalışması gerektiğini düşünürüm.. Örneğin ben, öyle yaparım...

Eğer bir insanın kendine güveni yoksa aslında kadın erkek fark etmiyor kendinde eksik olan ne varsa 
kıskanmaya başlıyor..

Bu tip insanlardan uzak durmak en doğrusu....


Bunun yanında iki yüzlü insanlar vardır. Tespitlerime göre bu insanlar genelde konuşmalarında hep ikiyüzlü insanlardan bahsederler ve kötü olduklarını anlatmaya çalışırlar kendileri ikiyüzlü oldukları halde...

İkiyüzlü demek de zor günümüzde, çünkü insanların iki yüzü değil bir kaç yüzü var artık...

Dost gibi gözüken arkadaşlıklar, dostlukları menfaatleri için kullanan ve saman altından su yürüten bir çok insan var günümüzde. İşte bunlar benim gözümde acınacak insanlardır...

İnsanlar neden olduğu gibi davranmak yerine farklı farklı kimliklere bürünürler bunu neden yaparlar? Buna neden ihtiyaç duyarlar?

Ben bu kişilerin kompleksli, aşağılık duygusu taşıyan ve kendine güveni olmayan, istediklerini elde edemeyen insanlar olduğunu düşünürüm.

Verdiği sözlerden dönerler, kolaylıkla yalan söyleyebilirler.. Yalan söyledikleri kişiyi kandırdıklarını sanarlar ama aslında kendilerini kandırırlar farkında olmadan...

Biri birini kıskandığında  bunu belli etmemek için de ikiyüzlü davranabiliyorlar. Arkadan konuşup yüzüne canım cicim diyebiliyorlar hiç düşünemiyorlar ki bir gün mutlaka kendini ele vereceklerdir...

İşte bu insanların da yapacak başka işleri yoktur... İnsanlığa çevresine yararlı olabilmek gibi....

Bu tip insanlardan da uzak durmak lazım...

İnsanın içinin dışının bir olması, olduğu gibi davranıp görünmesi yani bir tane yüzünün olması gerçekten iki yüzlü olmaktan daha değerlidir ve üstündür...


Gülnur Nogay



8 Mart 2017 Çarşamba

8 Mart Kadınlar Günü


Dünya Kadınlar Günü her yıl 8 Mart'ta kutlanan ve 1975 yılın da Birleşmiş Milletler tarafından tanımlanmış uluslararası bir gündür.

Dünya Kadınlar Günü ilk olarak 1800'lü yıllarda gündeme bir fabrikada daha iyi şartlarda çalışmak isteyen kadın işçilerin mücadelesi ile gündeme gelmiştir.

Kadınlar yer yüzünün en fedakar üreten çalışkan sorumlu bireyleridir.

Bu kadar fedakar olmalarına göre hak ettiği saygıyı,sevgiyi, ilgiyi alakayı toplumda görememektedirler.

Halbuki Kurtuluş savaşında kadınlarımızın analarımızın yaptıklarını düşünürsek ne kadar yürekli güçlü olduklarını görmemek mümkün değil...

Kadınlarımız cephede savaşmış,savaştan sonra ülkemizin kalkınmasında yer almıştır.Bunu fark eden Atatürk 1934 yılında pek çok Avrupa ülkesinden önce kadınlarımıza seçme seçilme hakkı vermiştir...

Kadınlar ne istiyor;
Kendilerine tanınan hakların bir gün değil her gün bilinmesini,
Şiddetten uzak yaşamayı,
Cinsiyet ayrımı yapılmamasını,
Tecavüzden tacizden uzak yaşamayı,
Haklarının emeklerinin sevgilerinin sömürülmemesini,
Rengi dini dili ırkı ne olursa olsun gözlerinde yaş, yüreğinde acı olmamasını...

Kısacası hayatlarını özgürce,eşit şartlarda adalet içinde sürdürebilmek istemektedirler..

Bu istekleri yapılan araştırmalara göre ülkemizde ve dünyada asla gerçekleşmemektedir.

Hele hele bazı ülkelerde kadın olmak çok zordur.

Örneğin; Mısırda Kadınların hemen hemen hepsi cinsel tacizle karşılaşıyor, sünnet olmak zorundalar...

Irak da ise bir kadın pasaport alabilmesi için eşinden veya bekarsa erkek bir yakınından imzalı izin belgesi getirmek zorunda...

Suudi Arabistan da kadınların araba kullanması yasak.Cinsel tacize maruz kaldıklarında suçlu sayılıyorlar....

Suriye de Kız çocuklarının evlenme yaşı resmi olarak 17.. Fakat 12 yaşında evlendirilen çocuk kadınlar var...

Yemen de kız çocukların yarısından fazlası ilkokula gönderilmemektedir...

Sudan da ne kadar acıdır ki kız çocuklarının evlenme yaşı 10 İşte bu nedenledir ki erken yaşta hamile kalan kız çocuklarının bir çoğu doğum yaparken ölmekte..

Bahreynde kadınlar aile içi şiddete maruz kalmakta. Bir kadın şahitlik yaptığında yarım adam şahitliği olarak tanınmakta buna göre ancak 2 kadın bir adam etmekte...

Fas'ta kadınlar asla eşlerini terk etmeleri yasaklanmıştır.

Cezayir de eşe tecavüz edilmesi normal sayıldığından cezası yoktur..

Kuveyt'te cinsel şiddeti yasaklayan bir kanun bulunmamaktadır Kadınların evlilik yaşı 15'tir...

Asya'da kadınların bir çoğu orta doğu ülkelerinde hizmetçi olarak çalıştırılmaktadırlar...

ABD de neredeyse 2 dakikada bir kadın tecavüzle karşılaşmakta...

Ülkemizde ise kadınlarımızın % 75'i çalışmakta ve bu oran

ın neredeyse yarısı cinsel ve fiziksel şiddetle karşılaşmakta...

Kadın cinayetlerinin % 80 i eşi veya sevgilisi tarafından işlenmekte..

Bunun yanında geleneksel değerler (Töre ) ve yaşam şartları ne yazık ki cinsiyet ayrımı yapılarak kadına değer biçmekte..


Mahalle baskısını da unutmamak gerek...

Daha uygar güzel toplumlara sahip olamak için kadınlara ihtiyaç vardır. Kadınlara saygı duyulmalı onları bir günle değil her zaman hatırlamalı..

Artık ne diyelim 8 Mart Dünya Kadınlar Günümüz KUTLU OLSUN...

Gülnur..


K a d ı n ı m    B e n  
Kadınım ben..
Minicik yüreğinde
dünyayı taşıyan.
Elleri hamur kokan,
kırılgan, alıngan.
Gözyaşları içinde gizli,
biraz çocuk, biraz anne,
biraz deli.
 
Aşkın her hali,
tutkulu, düşbaz,
haylaz bir kadınım ben.
İncitmeyin beni.
Giydiğim fistanlar bile çiçekli.
Bedenimin ne önemi var ki..
Benim hazinelerim
yüreğimde gizli..

Can YÜCEL