12 Haziran 2017 Pazartesi

Çiçekleri Soldurmayın...

İhanetten çok duyulması korkuturmuş insanı...

Hatice, 16 yaşında bir genç kız ve ben onu bir tv de akşam haberlerinde tanıdım. Sonrasında merak ettim ve takip ettim bir programdan...

Hatice'nin hikayesini dinledikçe şaşırmamak imkansızdı. Belki bir televizyon dizisi olarak izlesem bu kadarda olmaz der, seyretmekten vazgeçerdim. Ama ne yazık ki dizi değil, gerçek!

Afyon'un bir köyünde yaşayan Hatice, 8 ay önce kaybolmuş ve hiç bir haber alınamamış. Aslında bulunduğu köyde annesinin gizli ilişkisi olduğu biri tarafından, annesinin isteği üzerine, öldürülmüş.

Neden mi? Hatice annesi ile o kişinin ilişkisini öğrenmiş!

Ne kadar acı bir hikaye. Bir anne evladının ölümünü istiyor, ilişkisi duyulmasın diye.. Hiç bir anne yavrusunun ölümünü isteyebilir mi? Düşündüm ve cevap hep hayır oldu. Kendi canı bile yavrusundan daha mı tatlıydı...?

Ben Hatice'yi böyle tanımak istemezdim. Gerçekten üzgünüm.

Hatice'yi  iyi bir doktor, iyi bir hukukcu, iyi bir bilim kadını... İyi bir anne olarak duymak, tanımak isterdim...

Köy yerlerinde duyulan bu tip veya benzeri o kadar çok olay var ki en büyük neden cehalet. Diğer bir neden de sevgisizlik gibi görünüyor...

Eğitilmesi gereken bana göre önce kadınlarımız olmalı. Çünkü kadın ana oluyor, evlat yetiştiriyor.

Cahil kadın çok hata yapmakta ve yetiştirdiği çocuklar da genelde aynı hataları yapmakta... O yüzdendir ki kadınlarımız için eğitim şart..

Köy enstitüleri olmalıydı demeden geçemeyeceğim. Hatta Köy Enstitülerinde kadın olmak o köy kadınlarını yetiştirebilmek görevinde olmak isterdim...

Kadınların eğitimi gelecek kuşaklar için her zaman önemli olmuştur.

Sorun köylü olanda  mı ? Yoksa onları cahil bırakan da mı ?

Cehalet sadece okuma yazma bilmekle aşılacak bir şey değil. Eğitilmek farklı bir şey, onları aydınlatmak düşünmelerini sağlamak gerekmektedir. Keşke imkan olsa köy köy gezilse...

Öyle köylü dediğimiz kadınlar var ki düşünebilen görebilen çok güzel evlatlar yetiştiren bunları da belirtmeden geçemeyeceğim..

Benim anam da köylü bir kadındı. Burada yazdıklarımdan insanları şehirli köylü kültürlü kültürsüz diye sınıflandırdığım düşünülsün, asla istemem öyle bir düşüncemde yok.

Köyde ki insanların, birbirinden farklı ınsan tanıma şansı yoktur. İyi insanlardır misafirperverlerdir. Herkes birbirine güvenir. Erkekler kehvede zaman geçirir, kadınlar ise çocuk doğur. Anlayacağınız dayatılmış bir hayat yaşamaktalar.

Yukarı da dediğim gibi sorun köylü olanda mı ? Yoksa onları cahil bırakan da mı ?

Şunu da unutmamak lazım her nerede yaşarsa yaşasın kadın, Cahil ve işsizse ülke karanlığa gidiyor demektir...

Gülnur Nogay