1 Nisan 2017 Cumartesi

Annemin Babamın anısına..

Bir gün aniden... Gencecik bir adam... Daha 39 yaşında! Aramızdan ayrıldı...

Sadece biz değil herkes ama herkes şaşkın, inanamıyor... İnanmak istemiyoruz belki de...

Geri de gencecik karısı ve en küçüğü 8 yaşını doldurmamış 3 tane kız çocuğu...

Buna mı üzülünse yoksa gencecik bir adam gitti ona mı bilemedi kimse o anda. Herkes şaşkın, ama herkes...

Bu gencecik adam benim babam.

Ölüm acı, ölüm ayrılık, ölüm bir daha hiç görememek... Ya ani ölüm? Belki de insanın kendisi için güzeldir ama sevdikleri için ise çok zor olan bir ölüm şekli...

Ey babam, seninle ne yaşadık diye sorarım  hep kendi kendime, bulamam pek fazla bir şey... Anılarımda yoksun desem yalan olmaz. Senin gidişin çok fazla canımı yaktı mı annemin gidişi gibi?

Kızma babam, küçüktüm sen gittiğinde...

Önceleri anlamadım, annemdeki gibi yanamadım... Fakat büyüdükçe yokluğun acıya dönüştü. Yaşamayan asla bilmez! Küçük yaşta babasız kalmanın ilerde nasıl bir acıya dönüştüğünü, yaşamayan bilemez asla...

Zordur, çok zordur... Hayatın attığı bi'kazık bu...

Annem! Yokluğuna alışamadığım annem...

Önce ablamı, sonra beni, sonra kız kardeşimi doğurdun... Bizi büyütürken hastalandık, üzüldün... Kim bilir kaç gece uykusuz kaldın?

Daha biz büyümeden sen kocanı, biz babamızı kaybettik... Bu koskoca şehirde üç tane kız çocuğu büyütmenin çabasına girdin, maddi manevi hiç gocunmadan bizler için fedakarlıklar yaptın... Acaba o zamanlarda biz seni yeterince anladık mı Annem?

Bilemiyorum...

Senin hayat hikayen çocukluğundan itibaren hep fedakarlıkla geçmiş, hayat sana kolay bir yaşam sunmamış... Buna rağmen ben senden isyan edecek tek bir söz duymadım! Belki de bu benim hayatımda bana farklı olmayı öğretti, kim bilir?

Tüm zorluklara karşı güçlü gözükmeye çalışman, bizleri bir arada tutman, belki de tüm bunlar sebep oldu senin bizden vaktinden önce ayrılmana...

İnsan çok sevdiği kişiden ayrılınca hiç o ayrılığı unutmuyor Annem! Sadece alışıyor... Tam rahat edeceğin zamanda gittin Annem. Sana yapmak istediklerimi, belki de evlatlığımı yapamadan gittin Annem. Vakitsiz ve erken oldu gidişin... İşte bu yüzden hayatımın bazı yerlerinde, seni göremediğimde, keşkelerim oluyor...

Nisan ayı baharı müjdeler, insanın içini coşturur aslında... Ama ben bir türlü sevemiyorum Nisan ayını.

Annem de babam da... Nisan ayında gittiler...

Özlem var ya o özlem, onu asla yok edemiyor insan! Sadece acıya biraz daha alışılıyor....

Anneniz  öldüğünde, hayat değişiyor gibi geliyor. Keşke zamanı durdursak ve geri alsak diye düşünüyor insan. Ama her şeye rağmen hayat devam ediyor. Alışmaya başlıyor insan... Eskisi gibi ağlamazsınız fakat içinizdeki o acı, o özlem, asla yok olmaz... Annenin eksikliği hangi yaşta olursa olsun, hiç unutulmaz.

Hiç unutulmaz!

Gülnur Nogay

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder